UPLOAD BY RAR PAS Dosya Türü | : di_jean : www.oyun-forum.com : Rip |
..:*:.. İNDİR ..:*:..
http://rapidshare.co...Strike.part1.rar.htm 100mb
http://rapidshare.co...Strike.part2.rar.htm 80mb
OYUN HAKKINDA BİLGİ...
Codemasters
firması yakın bir zamana kadar yarış oyunlarından sorumlu devlet bakanı
gibiydi. Piyasadaki en sağlam yarış oyunları bu firmadan gelirdi. Colin
McRae de bunların başını çekiyordu. Ardından bu firma FPS türüne de el
attı. Operation Flashpoint beklenenden daha başarılı oldu. Sessiz sakin
piyasaya çıkan I.G.I. ise pek o kadar ilgi görmemişti. Şimdi bu oyunun
2.'si çıktı, daha teknolojik, hatalardan ders alınmış, daha kaliteli.
Ama yeteri kadar mı? Bunu yazının devamında bulacaksınız. Az sonra...
Oyun
2 disk olarak geliyor hemen bunu belirteyim. İnstall'dan sonra, gayet
kullanışlı bir ana menüye geliyoruz. Gerçi bu menünün diğer
oyunlardakinden farklı bir yanı yok. Hatta düşük çözünürlüklü
denebilir. İlk olarak işiniz ayarları yapmak olsun. Bu sefer ilk başta
bahsedeyim, oyunun sistem ihtiyacı oldukça yüksek. Yüksek detaylarda
abartı yavaşlama yaşadım. Bu 2000+ AMD işlemci ve Ti 4200 ekran
kartıyla oldu. 512Mb da RAM vardı. Her zaman değil ama genelde önemli
anlarda çok yavaşladı. Orta düzeyde ise rahat çalıştı.
Oyunda
yine gizli görevler yapan bir ajanı canlandırıyoruz. Adet olduğu gibi
ismimiz yine klişe isimlerden seçilmiş. Max, Sam, John isimleri
arasından John ismini seçmişiz. Bize gizli görevler veriliyor ve biz de
kimseye görünmeden işimizi hallediveriyoruz. Zevkini kaçırmamak için
oyunun konusundan pek bahsetmek istemiyorum. Ama genelde klişe görevler
yapacağız. Madenlerde, lab ortamlarında, hastanelerde, gizli üslerde,
karla kaplı dağlarda falan dolaşmak zorunda kalıyoruz. Genelde oyuna
gizlilik hakim ama bazen güçlü silahlarla kalabalığa dalmak zorunda da
kalabiliyoruz.
Oyunda silah çeşidi çok fazla olmasına rağmen ben
hep 1-2 tanesine takılı kaldım. Çünkü bir ton silah olmasına rağmen
hepsi kullanışsız gibi. Hele oyunun başlarında ele geçirdiğiniz sniper
tüfek, hiç kullanışlı değil. Sabit bir hedefe ateş etseniz bile
alakasız yerlere gidiyor. AK47 de aynı şekilde, bir türlü attığınız
yeri vuramıyorsunuz. Ne kadar yakın olursanız olun, adamınızda bir
kabiliyetsizlik var. Bu da çok sinir bozuyor. Ben genelde susturuculu
tabancamı ve default makineli tüfeğimi kullanıyorum. Arada sırada da
etrafa el bombası sallıyorum. Bu kadar basit. Yerde gördüğüm envai
çeşit silahlara bulaşmadım bile, fazla başımın ağrımasını istemiyordum.
Silahların
kullanımının böyle zor olması oyunun da oynanmasını zor yapıyor. Bir
kere gizlilik gerektiren görevlerde gizlenmek oldukça zor. Adamın
metrelerce arkasından eğilerek ve en yavaş şekilde yürüseniz bile adam
sizi tesbit ediyor ve ortalığı ayağa kaldırıyor. Asla gizlilik
görevlerinde gizli kalamıyorsunuz. Burada yapmanız gereken en mantıklı
şey, adamların alarma basmasını engellemek. Eğer alarma basarlarsa,
barakalardan askerler çıkıyor ve adam sayısı bir anda 3-4 katına
çıkıyor. Tabi işiniz de zorlaşıyor. Bunun üzerine bir de görevlerin
garip olması eklenince işin içinden çıkamıyorsunuz.
Haritanız
yardımıyla görevlerinizin nerede olduğunu görebiliyorsunuz. Oyunda
görevlerinizi gösteren bir ekran, harita ekranı ve save ekranı var.
Save ve load işlemleri HQ'a bilgi yollayarak ve alarak yapılıyor. 3
kere save ettiğiniz zaman PALM'ınızın pili bitiyor ve siz de bir daha
save edemiyorsunuz. Ne hikmetse pili biten PALM save edemiyor ama load
yapıyor. Oyundaki ilk saçmalık bu. Dahası var, hazır olun
Bu PALM oyunda çok yardımcı oluyor size. Şifreli kapıları bu aletle
açıyorsunuz. Adam bu alete bakarak şifreleri giriyor falan. Siz bu
esnada action tuşunu basılı tutuyorsunuz. Eğer işlemin ortasında tuşa
basmayı bırakırsanız işlem yarıda kalıyor ve bir dahaki sefer en baştan
başlıyorsunuz. İşte oyunun saçma kısmı da burada başlıyor. Karlı
bölümlerden birinde, çelik kapının menteşelerini eriterek açmanız
gerekiyor. En alttakinden başlıyorsunuz ve eriterek tüm menteşeleri
kopartıp kapıyı açıyorsunuz. Tabi bunu adamınız yapıyor, siz action
tuşuna basılı tutuyorsunuz. 2 menteşeyi kopartıp üçüncüye geçerken
elinizi tuştan çekerseniz işlem yarıda kalıyor. Tekrar başladığınızda
ise bir bakıyorsunuz menteşeleriniz yerlerinde. Ee, hani kesmiştik biz
onları? Oyuna buna benzer bir dolu saçmalık ve hata var. Codemasters
gibi bir firmaya hiç yakışmıyor doğrusu.
Oyunun motorunda da
hatalar var. Aslında gayet güzel hazırlanmış haritalar var ama yine de
hatalarından arındırılamamış. Sanırım oyun beta aşamasında yeterli
derecede kalmamış. Oyunda açık alanda ilerlemenize rağmen görünmez
duvarlara takılabiliyorsunuz. Yüksek yerlerden düşerken (ki düşmeniz
için bir sebep yok, tamamen benim kabiliyetsizliğimden kaynaklanmakta
eheh) bir bakıyorsunuz uçurum gibi görünen yer aslında uçurum değil.
geri dönerek tekrar ayaklarınız yere basabiliyor. Bir de oyundaki
düşmanlar çok dengesiz. Eğer çatışma esnasında "granadaaaaa!!" diye bir
ses duyarsanız oyuna yeniden başlamaya hazır olun. Çünkü tepenize
atılmış bir el bombası var ve yeterli uzaklıkta olsanız bile
ölüyorsunuz. Aslında normalde de olması gereken bu ama bu el bombaları
çok sinir bozuyor.
Oyunun grafikleri ortalamanın üzerinde. İyi
grafikler ve kötü grafikler bir arada kullanılmış. Son zamanların
oyunlarında artık karakterler çok kaliteli yapılmaktalar. Ama bu oyunda
böyle değil. Bir kere elleri top gibi yine, parmakları birleşik. Bu da
gerçekçiliği baltalamakta. Genelde kendi karakterimizi göremiyoruz.
Sadece kilitli kapıları açarken, bilgisayarlarla haşır neşir olurken
vb. adamımızı görüyoruz. Öyle çok çarpıcı değil. Ara demolardaki
karakterler de aynı şekilde pek iyi değiller. Etrafa baktığınız zaman
oldukça sağlam görüntüler de görüyorsunuz baştan savma şeyler de. O
yüzden grafiklere ortalama demek zorundayım. Bir saçmalık daha aklıma
geldi. Bir bölümde trende yolculuk yapıyorsunuz, başka bir vagondan
size ateş açılıyor. Camdan doğru ateş ederek diğer vagonun camından
doğru adamları vuruyorsunuz. Sizin trenin camları kırılmıyor ama diğer
vagondaki kırılıyor, hatta adamları da parçalıyorsunuz. Ama nedense
sizin trenin camları, diğer trenle aynı olmasına rağmen kırılmıyor.
Oyunda
bir baştan savmalık var. Bunu her zaman hissediyorsunuz. Bu oyunu kısa
zamanda bitirebilmek için yapılmış bir oyun olmalı. Oyunda bazen
dışarıda bazen binaların içinde dolaşmak zorundasınız. Devamlı açık
alanda dolaşırken sorun olmuyor, herşey güzel ama bazen binaların
içinde dolaştığınız zaman binaların hep aynı şekilde dizayn edildiğini
görüyorsunuz. Binaya giriyorsunuz, ilk kapıdan geçip sağa döndüğünüzde
yanan bir ocak var, hemen diğer kapıdan girip sağa dönüyorsunuz ve sağ
tarafta kasa var. İçinden bilgileri alıyorsunuz ve diğer binaya
gidiyorsunuz. Bir bakıyorsunuz herşey aynı, sadece kasanın olması
gereken yerde bilgisayar var. Bu nedir ki böyle? Sanki oyunda 2-3 tane
bina çeşidi varmış gibi. Bunlar oyunu batıran özellikler.
Seslendirmeler
de pek iç açıdı değiller. Bir kere karakterlerin aralarındaki
konuşmalar hiç gerçekçi değil. Sanki boş boş konuşuyorlarmış gibi.
Bizim karakter de "cool" takılmak uğruna hep 2-3 kelimeden fazla
konuşmuyor. Müzikler yine oyundaki en sorunsuz kısım. Bölümlere göre
değişmekte, ama olaylara göre değişmemekte. Sessiz sakin size eşlik
etmekteler.
Uzun zamandır beklenen bir oyun için gerçekten çok
kötü şeyler söyledim. Ama ne yazık ki oyun hayal kırıklığı olmaktan
ileri gidemiyor. Üzerinde biraz daha çalışsalardı, beta aşamasının
üzerinde biraz daha dursalardı çok daha sağlam olabilirdi. Ama bu
haliyle (bendeki kesinlikle beta değil!) oyun eğlendirmekten çok, baş
ağrıtıyor. Tavsiye etmek mi? Bilemiyorum, aslında bir alıp oynamak
lazım. Ama fazla birşey beklemeyin. Söylenmesi gerekenleri söyledim.
Gerisi size kalmış. İyi eğlenceler.